14 Ocak 2010 Perşembe

ÇOK ZOR OLACAK. AMA BAŞARMAK ZORUNDAYIZ

BEKLENMEYEN ÖLÜM VE SONRASI

Cem Asım YAREN’i yitirdikten sonra çok şey değişti. Zamansız ve anlamsız bir kalp krizi, bazı ihtimal planlarını gündeme getiriverdi. Aslında beklenen ve özlenen Cem’in 50 yaşına gelip konseye girmesi, 60 yaşına geldiğinde de Konsey Başkanlığı’na aday olmasıydı, her konsey üyesi gibi… Ama o konsey çok erken bir karar vermek durumunda kaldı. Öncelikle Cem Asım YAREN’in tarzını kendi üslubum ile sürdürmem için beni görevlendirdi. Yine konsey, tüm yazılarının toplama sorumluluğunu da bana devretti. Konsey daha başka tasarrufları da gündeme getirecekti ki Cem Asım YAREN’in vasiyeti, çapraşık hale gelme ihtimali bulunan bu sorunu çözüverdi. Her yıl, hepimizin yaptığı gibi yenilenen vasiyeti devreye girdi ve sorun hemen hemen tamamen çözümlendi.

Konu şu an ben ve Cem Asım YAREN olduğuna göre sizlere gündem ile ilgili bir şeyler yazmak ve arz etmek durumundayım. Uğraşıyorum da. Ama üretmek zor. Sizlere o tadı vermek çok zor. Onun derinliğini verebilmek ise çok daha zor. Her ne olursa olsun başarmak zorundayız ve başaracağız. Sizlerin de yardımı ile.

CEM DEĞİLİM NE OLUR ANLAYIN BENİ…

Bugün Cem yaşıyor olsaydı ne yazardı?

Sanırım, İsrail-Türkiye ekseninde yaşanan “kayıkçı kavgası”ndan.

Bu yazısının sonunda da kadim dostlarına mesaj verirdi, dikkat edin bu iş bu tarafa kayıyor diye…

Malumunuz Cem RTE’nin adını “Davos Şarlatanı” olarak değiştirmişti.

Lübnan eski Başbakanı Refik HARİRİ suikastı ile ilgili yazılar yazarken de Refik HARİRİ’nin babası şüpheli oğlu Saad HARİRİ ile ilgili gerçekleri yazınca çok galiz küfürler yemişti. O günlerde konuştuğumuzda;

“Üstad ne yapayım gerçek bu; adamlar tiynetsizse tarihi mi değiştirip yazalım, Cengizlik mi yapalım, Nazlılık mı yapalım?” diyor ve gülümsüyordu.

Toplantının DEİK’te yapılması beni daha da gülümsetti. Çünkü Cem DEİK’e geçmişte önemli bir mesaj göndermeye çalışmış, DEİK’e gidecek mesajın ucu İsrail’den çıkınca Cem;

Üstad, yeni bir yol buldum. Bu yoldan gidenler direk olarak KNESSET’e, MOSSAD’a ulaştırılıyor” demiş; daha sonra da DEİK’te mesajını bekleyen kişi ile görüşüp “Başkan orada fersude bir kor var, o tezgahı iyi kurmuş. Mümkünse özel bir e-mail adresi verin de mesajım en son size ulaşsın” diyordu. Başkan çözemeyince de;

“Şu fersude amiral”, diyordu “hani TSK’da yaptığı inşaatların elektrik su paralarını ödemeyip de özel paşalara takımının localarını peşkeş çeken güdüğün başkanı olduğu takımda, bir zamanlar yönetimde yer alan kor” diye okkalı bir açıklama yapıyordu.

Geçen gün Lübnan Başbakanı Saad HARİRİ, İsrail’e dayılanınca gülümsedim ve içimden dedim ki;

Cem yaşasaydı derdi ki;

“Üstad kısa sürede bunlar bir dümene girecekler dikkat!”

Düşündüğümüz gibi de oldu.

İsrail ile Türkiye’yi yönetenler el altından bir anlaşma yapıp TÜP BEBEK uygulaması ile “nur topu” gibi bir kriz doğurdular. Bu krizden şimdi Türkiye galip çıkmış gibi. Yani Türkiye’deki iktidar yakında bir başka operasyon yapacak.

Nerede?

İsrail’in menfaat alanlarında.

Kim için?

İsrail için.

Neden?

Çünkü orada Davos Şarlatanı ve ekibinin operasyonu İsrail adına yapması hem daha ucuza mal oluyor, hem de kısa sürede mesafe alınıyor.

İyi polis Türkiye adına Davos Şarlatanı ve şürekası,

Kötü polis, Davos Şarlatanı’nın “uçkuru”nu elinde tutan İsrail.

Yattığın yerde dinlen Cem, burada yine seni anmadan geçemeyeceğim.

“Ağlamaktan ve zırıldamaktan sorumlu Bakan” RTE için;

“Bakın ne hale geldi CİVANIM?” dediğinde herkesten başka bir tepki vermişti Cem, demişti ki;

“Sulu zırtlak bakan Davos Şarlatanı”na taahhütlü bir mesaj gönderdi, iadesi yok.

RTE’nin yıllardır herkesten sakladığı bir tabirdir “Civanım” Çünkü bu sözleri ona tıngırdadıkları dönemde ….. söylermiş. “Sulu zırtlak bakan” şimdi bu sözleri ile RTE’ye diyor ki;

“Sakın yanlış yapma len, biliyorum her şeyi ona göre haaaa!”

Sorduk, kimdir diye… Anlatmıştı o zaman hep birlikte şaşkınlık içindeydik. O ise katıla katıla gülüyordu;

"Sormalı şimdi RTE’ye bu postacı RTE’yi nerede bastı, şeyini nerede gül dalına astı?” derken…

Peki Saad HARİRİ ile ilgili olarak geçmişte neler yazmıştı?

Çok yakında onları kendi kaleminden aynen sizlere aktaracağım.

MESAJ;

Ey dostlar, Cem’i kendirlince kendirlinden uzaklaştıran komşu dostlar. Üç vakte kadar size kalınca bir kısmet var; bugün mü desem, yarın mı desem…

İlk yazımda sürç-ü lisan eylediysem affola. Ne olur unutmayın ben ne Cem’im ne de Cem’in hocası H.H.MEMİŞ…

Asım USOĞLU-Ankara

1 yorum:

  1. Yazılarınızda size başarılar diliyorum, Saygıyla

    YanıtlaSil